Yazar, ozan, besteci ve şair Leopold Schefer 30 Temmuz 1784’de Almanya’nın Bad Muskau şehrinde doktor bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının yoğun işleri ve erken vefatının ardından annesi Hanna Sophie tarafından büyütüldü.
İlkokul yıllarında, antik dünyanın bilgesi Hofrath Rohde’den tarih, Andreas Thamm’dan hukuk ve pedagoji dersleri aldı. Onbeş yaşına bastığında matemetik ve klasik filoloji derslerin okutulduğu okula yazıldı. Prusya Eğitim Reformu’nu hazırlayan Alman teolog ve eğitimci Friedrich Gedike’nin rehberliğinde; 1799’dan 1804’e kadar liseye devam etti. Lise eğitimi sırasında şiir yazmaya başladı. Günlük notlar tuttu. Kısa öyküler kaleme aldı. Besteci, pedagog, müzik öğretmeni Johann Samuel Petri’nin teşviğiyle besteler yaptı. Almanya’nın Fransız egemenliği altına girmesi sonrasında Fransızlar’a karşı mücadele etti. Uzun süre Napolyon’u öldürme planları yaptı.
1812-1816 yılları arasında, çocukluk arkadaşı Prens Hermann Ludwig Heinrich von Puckler’in Bad Muskau’daki işletmelerinde görev aldı. Bu süre içerisinde kısa aralıklarla Londra, Viyana ve Dresden şehirlerine iş ve kültürel geziler gerçekleştirdi. 1816’da bu görevi birip yaşam üniversitelerim diye adlandırdığı dünya başkentlerini ziyaret etti. Tıp ve yabancı dil eğitimi aldığı Viyana ilk durağı oldu. İki yıl Viyana’da yaşadı. Antonie Salieri gibi, o dönemin önde gelen müzisyenleriyle tanıştı, müzik alandaki kişisel gelişimine yoğunlaştı. Bestelediği eserler dahil olmak üzere Leopold’un yüze yakın bestesi hakkında şunları söyler besteci-orkestra şefi Robert Schumann (1810-1856): Beethoven’i anımsatan bir harmoni özüne sahip. Tıpkı sanat formu içerisindeki fikirlerle, tam bir zerafet ve ahenk içerisinde; tüm kavrayışları kapsayan alışılmadık ve orijinallik arzetmekte!!
Leopold, Viyana yaşadığı dönemde şehrin kütüphane ve kültürel zenginliğinden yararlandı. Yunanistan ve Ege ve Akdeniz gezileri için hazırlık yaptı. Viyana’dan sonra yönünü güneye, Kuzey İtalya’ya çevirdi. Bir süre Roma’da kaldı. İtalya’nın Napoli şehrine geçti. Napoli’de kaldığı bir yıl içersinde Arapça ve Osmanlıca öğrendi. Ardından Sicilya üzerinden Atina’ya geçti; Atina`nın kuzeybatısında küçük antik şehirleri ziyaret etti. Korfu’dan Sakız Adası’na oradan da Karaburun’a ulaştı. Karaburun Yarımadası’nda bir süre kaldıktan sonra İstanbul’u ziyaret etti. Kısa bir konaklamanın ardından deniz yoluyla tekrar İtalya’ya geri döndü.
Ege ve Akdeniz’e yaptığı, dört yıl süren ilk yolculuğu sırasında edindiği izlenim ve yaşadıklarını sonraki yıllarda yayımladığı şiir ve romanlarında işledi. 1816 yılının Mart ayında başlayan ikinci Ege/Akdeniz gezisi 1819 yılının Kasım ayına kadar sürdü. Her iki ziyaretinde İzmir-Çeşme-Karaburun üçgeninde incelemeler yaptı. Amacı; sosyal devrimci olarak tanımladığı ‘‘Bore’’ ve müritlerinin ortaklık ideallerini hayata geçirdikleri bölgeyi gezip tanımak, isyana destek veren karşı yakadaki Rumlar’ı yakından görmek, Dede Sultan için tasarladığı kısa bir roman yazmaktı. Lepold, İzmir’den Efes’e doğru yola koyulduğunda, romanı için gerekli tarihsel okumaları yapmış, –özellikle Osmanlı ve Bizans Imparatorluğu hakkında araştırmalarda bulunmuş, notlar almıştı. Latince, Fransızca, Yunanca, İngilizce, İtalyanca Arapça ve Osmanlıca bilen Schefer, Ege/Akdeniz gezilerinin ardından Aralık 1819’da Bad Muskau’ya geri döner. 1821’de evlenir. Çalışmalarını sürdürmek üzere tasarladığı evi inşa eder. Evliliğinden bir oğlu ve dört kızı dünyaya gelir. Ömrünün sonuna kadar yaşayacağı Bad Muskau’yu, zorunlu olmadıkça terketmez. Başka dağları, denizleri, ovaları, ülkeleri gezip anlamanın, insanları ve yaşamlarını görmenin; tek bir ömürden daha değerli olduğunu dizelerinde ifade eder. Hepsini kısaca: Doğa benim paradigmamdır olarak özetler.
Son beş yılı hakkında neredeyse hiç bir bilgi yoktur. Farklı diyârlarda yaşadıktan ve onların tarihlerini inceledikten sonra doğduğu şehre, yerleşik yaşama dönse de; gördüğü topraklar, incelediği tarihler içerisinde âdeta kaybolmuştur. Bütün bildiklerine-öğrendiklerine, gezilerinde sayısız tarihçi, yazar, sanatçıyla fikir alışverişinde bulunma imkâni yakalamasına rağmen, farklı fikirlere karşı hep hoşgörülü davranmıştır. Düşünceleri istikrarlıca kaleminde akar. Biriktirdiği gömülü tarihleri gün yüzüne çıkarmaya adar kendini!
1862’de Muskau’da hayata veda eden Leopold Schefer; evinin hemen yakınında bulunan Jacob Kilisesi’nin mezarlığında gömülüdür.
Foto: Leopold Schefer ve Muskau`daki mezarı